Star'ın yalanı
Gülen'in 1991 yılında İzmir Şadırvanaltı Camiinde rahatsızlanarak
baygınlık geçirdiği vaazı yayınlayan Star televizyonu, söz konusu vaazın
izinsiz gerçekleştirildiğini iddia etti. "Kendisi ve vaaza katılanlardan
başka hiç kimsenin bilmediği şok görüntüler" anonslarıyla "Güya
gizlenmiş bir kaseti ortaya çıkardık havası veren" Star tv aslında bu
konuda ne kadar cahil kaldığını da vatandaş nezdinde göstermiş oldu. Çünkü,
Star Tv'nin bugüne kadar izlemediği vaaz kasetini vatandaşlar piyasadan
bandrollü olarak çok rahat alıp izleyebilmekteydi. Gülen'in seri vaazlarının
yer aldığı 'Peygamber sevgisi' adlı kasetlerin içerisinde yer alan bu kaset
piyasada bandrollü olarak satılmakta. Bu arada söz konusu vaazın izinsiz olduğu
iddiasını ise dönemin İzmir Müftüsü Rasim Aslan yalanladı. MUSTAFA
GÜNER / İZMİR
Azerbaycan
için bayılmak suç mu?
Star'ın çarpıtarak verdiği vaaz
görüntülerine Azerbaycan'dan tepki geldi. Rusya'nın Azerbaycan'ın başkenti
Bakü'ye 20 Ocak 1990'da tank eşliğinde Rus OMON özel timiyle girmesi ve 330 kişinin
ölümüne, binden fazla kişinin yaralanmasına yol açmasına Türkiye'den en anlamlı
tepkiyi Gülen söz konusu vaazı ile vermişti. Katliamın ardından 28 Ocak'ta
İzmir'de vaaz kürsüsüne çıkan Gülen'in cami cemaatine yaptığı duygulu
konuşmanın ardından bayılmasını Star, "Şeyh-mürit" etkileşimine 'iyi
bir örnek' diye çarpıttı. Oysa aynı vaazın tümünü1991 yılında, Azerbaycan
Tv'sinde yayımlatan gazeteci-yazar ve şair Mehmet Aslan, Gülen'i linç etmek
için bu vaazın kullanılmasına inanamadı. Aslan, bu vaazı Türk insanının
Azerbaycan'a duyduğu ilgisi ve şefkatinin zirvesi olarak değerlendirdi. Ekran
Efir gazetesinin genel müdürü olan Aslan, vaazı çarpıtanlara "Azerbaycan
için ağlamak ve bayılmak suç mu?" diye sordu. FARUK
ARSLAN / ANKARA
Özbekistan'daki
okullar faaliyette
Özbekistan'daki Türk eğitim
kurumlarını açan Silm Şirketi Genel Müdürü Mahmut Bal, Fethullah Gülen ve
Özbekistan'daki okullara ilişkin iddiaları yalanladı. 'Özbekistan Cumhurbaşkanı
İslam Kerimov'a karşı düzenlenen suikastta Gülen'in parmağı olduğu ve bu yüzden
Özbekistan'daki Türk okullarının kapatıldığı' şeklinde ortaya atılan iddialar
üzerine bir açıklama yapan Mahmut Bal, suikast olayından sonra Türkiye'yle
Özbekistan arasındaki ilişkilerin gerildiğini ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti
tarafından açılan 6 okulun kapandığını söyledi. Bal şunları kaydetti: "İki
ülke arasında yaşanan gerginlikten Fethullah Gülen'in teşvikleriyle açılmış
olan 16 okul da etkilendi. Bunlardan alt yapısı yetersiz olan 6'sı kapatıldı. 10
okul ise eğitim hizmetine devam ediyor."
Kerimov-Gülen
diyalogu
Öte yandan suikast iddialarına Gülen isminin
karıştırılmasına cevap olarak Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov'la
Fethullah Gülen arasındaki samimi mektuplar gösteriliyor.
Kerimov'un Gülen'e yazdığı mektuplarda şu ifadeler
dikkat çekiyor: "Biz kardeş Türk halkının, sizin gibi tanınmış cemaat
vekillerinin Özbekistan'a ve Özbek halkına yaptığınız hayırlı işlerinizi çok
iyi biliyoruz ve bununla gurur duyuyoruz. Siz cenaplarının hamiliğinde teşkil
edilen Özbek-Türk liseleri bugün bizim yüzlerce evlatlarımıza bilim veriyor.
Özbek ve Türk halklarının ebedi dostluğuna münasip katkıda bulunuyor.
Özbekistan siz ve Türkiye'deki kardeşlerimiz için yabancı bir ülke
değildir." ONUR KAYA / İSTANBUL
Saçmadan
öte bir rapor
MGK'ya sunulduğu ileri sürülen
raporda İslam'da hadis diye bir müessese bulunmadığı, Şeyh Sait ile Said-i
Nursi'nin aynı kişiler olduğu ifade edildi.
Milli Güvenlik Kurulu (MGK)'na sunulduğu iddia edilen
ve dün bazı gazetelerin kullandığı raporun "çamur at izi kalsın"
mantığıyla hazırlanmış, saçmalıklarla dolu bir metin olduğu ortaya çıktı.
İlkokul seviyesinde din bilgisinden yoksun oldukları
anlaşılan raportörler, "Halbuki İslam'da hadis diye bir müessesenin
olmadığı, birçok ilahiyat profesörü tarafından tespit edilmiştir."
diyerek, bu görüşlerini de Prof. Dr. Süleyman Ateş'e dayandırıyorlar. Ateş'in
mütevatir hadis diyerek ifade ettiği hadisleri ise, kara cahilliğin nümunesi
bir kara mizah örneği olarak, mütevatir kavramını hadis ilminde sağlamlığı
anlatmasına rağmen halk ağzındaki rivayetle karıştırıyorlar.
Rapordaki
diğer saçmalık ve kasıtlı suçlamalar şöyle:
Şeyh Sait ile Bediüzzaman Said-i Nursi birbirine
karıştırılıyor. Kürtleri yatıştırmak için yıllarca yazılar kaleme alan,
konuşmalar yapan Bediüzzaman bölücülükle suçlanıyor. 31 Mart hadisesinde
tutuklandığını yazıyorlar, fakat beraat ettiğini es geçiyorlar. 2. Abdülhamit
döneminde istibdada karşı çıktığı ve padişahı ikaz ettiği için tımarhaneye
gönderildiği belirtiliyor ancak, "Nursi deliyse dünyada akıllı adam
yoktur" raporuyla serbest bırakıldığından bahsedilmiyor. Milli Mücadele'de
milis alay komutanlığı yapan, Rusya'da esaret hayatı yaşayan, kahramanlıkları
sebebiyle Atatürk tarafından Meclis'e çağırılan Said-i Nursi suçlanıyor.
Nursi'nin, mücadelesinin haklılığı anlaşıldıktan sonra askeriyede cami temeli
attığına hiç değinilmiyor.
Raporda, Özbekistan'a giden 70 öğretmene diplomatik
statü kazandırıldığı, kırmızı ve yeşil pasaport verildiği ifade ediliyor.
Halbuki Türkiyeli öğretmenlere böylesi bir imtiyaz halen sağlanamadı. Siyasete
hiç girmediği halde Gülen, yıllar boyu her dönemde Amerika'ya yakın Türk siyasi
partileri desteklemekle suçlanıyor. AHMET ÜNAL / ANKARA