Ahmet Vardar 29.06.1999- Sabah

Eğri oturup, doğru konuşmak...

(...) Konumuz son günlerin önemli meselesi, yani Fethullah Gülen olayı... Hepimizin bildiği gibi bir gizli el düğmeye basıyor, ortalıkta birden bire bir saman alevi yükseliyor ve daha sonra puff diye sönüyor. Gerçi düğmeye basan kesinlikle belli değil ama ondan sonra yükselen saman alevini körükleyenler hepimizin malumu... Ortada bir mesele var... Bir din alimi şimdiye kadar ülkede kimsenin yapamadığını yapmış, kültür ocakları kurmuş... Hatta bu yetmemiş dünyanın birçok ülkesinde bu kültür alevini ateşlemiş, oralara Alp erenler misali genç ve kabiliyetli elemanlar yollayarak Türklüğün ve Müslümanlığın tanıtımı için okullar açmış. Bu okullarda bulundukları ülkelerin geçleri hem tahsillerini yapmış, hem de bizim kültürümüzü ve dilimizi öğrenmişler.

İşte bunlardan birini ben de gördüm. Geçenlerde ufak bir kaçamak yaparak, Rusya'nın ünlü şehri San Petersburg'daydım. Ve oradaki Rus-Türk Lisesi'nin ilk mezunlarının diploma törenini izledim. İstiklal Marşı ile başladı, Rus çocuklarının Türkçe şiirleri ile bitti. Salonda en azından 150 Rus ailesi bulunuyordu. Hepsi birden diploma alan evlatlarını ve yakınlarını coşkun bir tezahüratla kutladılar. Daha sonra kokteyl ve Kanal'da tekne ile Beyaz Geceler yaşandı. İsteyen meyva suyu, isteyen de bira ve votka içti. Bir kimse de Balalayka çalarak gösteri yapan ve geceyi şenlendiren Rus sanatçılarına, "Ne yapıyorsunuz?..." demedi.

Bu şölenleri ve güzel geceyi en az 15 gazeteci, 7 profesör, 6'da ünlü Beyazperde sanatçıları ile birlikte izledik. O kadar dikkat etmeme rağmen rehberliğimizi yapan ve çoğu davaya gönülden inanmış, ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi mezunu gençlerin kaldığımız sürece hiçbir yanlışlarını göremedim. Aksine gönüllerinde adeta bir DERVİŞ AŞKI seziliyordu. Hani Horasan'dan Batı'ya, Anadolu'ya binbir güçlüğe katlanarak, gelip bir lokma, bir hırka dergah kurarak, İslamiyeti ve Türklüğü yayan o dervişler gibi...

(...) Benim anlayamadığım da bu... Bunların neresi vatan haini, neresi gizli örgüt?... Hangisi ülkenin temeline dinamit koymuş?... Aslında bunları, zamanında ülkemizin temeline dinamit koyanlara sormak lazım...

 

Etyen Mahçupyan / 29.06.1999- Radikal

Kendini tanımama...

Bugün Türkiye'de devlet kendi toplumunu tanımadığı gibi, gücünü kullanarak siyasi partileri ve medyayı da kendi cehaletini paylaşmaya davet etmektedir. Bunun bazı sonuçlarını Fethullah Hoca vakasıyla ilişkili olarak da görmekteyiz. Bazı yazarlarımız bu cemaati bir tür mafya sanmakta; bazıları Gülen'in 20 yıldır nasıl olup da herkesi kandırdığına hayret etmekte; bir bölümü ise işi Özal'a veya 'yeşil kuşak' teorisine bağlamaktadır. Diğer bir deyişle, hiçbirinin aklında bu cemaatin hakiki köklerini, dinamizm ve mobilizasyon yeteneğinin dayandığı tarihsel damarları anlamak üzere bakma kaygusu yoktur. Gülen cemaatini tasvip etmemek, hatta tehlikeli bulmak bir şeydir; bu yapıyı anlamaya çalışmak başka şey. Ne yazık ki bugün Türkiye 'anlama' denen çabaya o denli yabancıdır ki, herkes ancak kendi siyasi doğrularının merceğinden diğerine bakmakta ve onu bir kategoriye yerleştirerek anladığını sanmaktadır. Doğal olarak bu kısıtlayıcı ve yanıltıcı bakışın başını çeken de yine devlettir. (...)

Gülen cemaatinin demokrat bir pozisyon açısından eleştirilecek ve karşı çıkılacak çok yönü var. Ama devletin yaptığı yanlış bir yönlendirmeden ibarettir. Görünen o ki devlet diğer aktörleri de ancak 'devlet' modeli içinde algılayabiliyor ve onlara 'devlet' özellikleri atfediyor. Körlüğün sebebi bu. Hiçbir zaman modern olamamızın da...